Hakkımda

Ben göğe hasret bir yeryüzü;
Kalbimdeki hasret aklıma aksetti ve göğümle dertleşmek istedim. Mısraların ortasından konuşmak gerekirse; lisanı dilde olana değil lisanı gönülde olana kat bizi sözünü, şimdi daha iyi anlıyorum. Daha iyi anlıyorum, insan ağzını açmadan nasıl konuşurmuş. Mısraların ortasından konuşmak… Eee bize de bu yakışırdı zaten.
Hem biz; sakalları şiir kokan adamlar değil miydik? Gökler de sakalları şiir kokan adamlara aşık olmaz mıydı? Tüm mesele; göklerin aşkına talip olup, el açıp beklemek değil miydi?
Bu satırlar; kendini Göğe Meftun olarak vasıflandıran genç bir adamın yüreğinden kalemine yansımaktadır. Gayesi; Elest Bezminde yani ruhlar yaratıldığı anda merhabalaştığı ve Göğü olarak gördüğü sevgiliye hitap misaliyle, insanlık adına kitlesel bir uyanış ve dirilişi gerçekleştirme davasında olmaktır.
Bu satırlar içinde, hitaba muhatap kişi Gök olarak geçen lavinia yani muhteşem sevgilidir. Yazar ise Göğe Meftun bir yeryüzü olarak geçer. Aralarında ki aşk ilişkisi gök ve yer ilişkisine benzetilir ve bu şekilde aktarılır.
Yazar yani yeryüzü, aşka muhatap olmasıyla bir göğü olmuş ve o gök sayesinde yıldızları parlamıştır. Bir göğe sahip olmasıyla hakikat denen bilgiyle nasiplenmiştir. Göğü, yıldızları fark etmesine vesile olmuş ve onların rehberliğini de katarak vuslat- ı hakikat yolunda olmuştur. Yıldızlar ile kast edilen insanlık adına büyük hizmetleri bulunan zatlardır.
Yazarımızın gayesi; Rahmet- i Rahmân’ının bir tecellisi olarak aşka muhatap olması ve bu vesileyle sahip olduğu gök misalinde, parlayan yıldızları ışığında, keşfettiği hakikati okuyucuya aktararak insanlığı içinde bulunduğu cehalet karanlığından kurtarmak adına bir nebzede olsa destek sağlamaktır.
Hakikate Açılan Bir Penceredir Aşk…